Bu, AI tarafından çevrilen bir gönderidir.
İsrail-Filistin çatışmasının tarihi ve ateşkes müzakerelerindeki zorluklar
- tr Writing language: Korece
- •
- tr Referans Ülke: Japonya
- •
- Diğer
Dil Seç
Text summarized by durumis AI
- İsrail ve Filistin arasındaki çatışma, 2000 yılı aşkın bir süredir Yahudi ve Arap halkları arasındaki karşıtlıktan kaynaklanmaktadır ve 1948 yılında İsrail'in kurulmasıyla Filistinlilerin memleketlerinden çıkarılması ve işgali nedeniyle daha da kötüleşmiştir.
- 2000 yılından sonra Oslo Anlaşması çöktü ve Hamas yükselişe geçti, iki taraf arasındaki çatışma daha da şiddetlendi ve ABD'nin İsrail yanlısı politikaları ve uluslararası toplumun Filistin sorununa duyarsızlığı çatışmanın çözümünü daha da zorlaştırdı.
- Şu anda ateşkes müzakereleri tıkanıklık içinde olsa da, nihayetinde İsrail ve Filistin'in barış içinde bir arada yaşamasına yönelik adil bir iki devletli çözümün bulunması için çaba gösterilmesi gerekir ve uluslararası toplumun sürekli ilgisi ve arabuluculuğu önemlidir.
Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'nde İsrail ile İslamcı silahlı grup Hamas arasında süren çatışmalar son günlerde daha da şiddetlendi. Hamas, İsrail'e büyük bir saldırı düzenleyerek büyük bir şok etkisi yarattı ve bunun üzerine İsrail ordusu Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Hamas da İsrail'e çok sayıda roket fırlatarak karşılık verdi ve iki tarafta da ölü sayısı artmaya devam ediyor.
Peki İsrail ile Filistin neden bu kadar acımasız bir çatışma geçmişini tekrar tekrar yaşıyor? Bunun kökeni 2000 yılı aşkın uzun bir tarih boyunca Yahudiler ile Araplar arasındaki süregelen çatışmaya dayanıyor.
19. yüzyılda Yahudiler arasında antik krallıklarının bulunduğu Filistin topraklarına geri dönerek bir devlet kurma amacını taşıyan Siyonizm hareketi ortaya çıktı. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere, Yahudi devlet kurulmasını destekleyeceğini vaat etti, ancak Arap halkına da Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşmaları durumunda bağımsız bir devlet kurabilecekleri yönünde boş bir vaat vermişti. Nazi Almanyası'nın Yahudi soykırımı olan Holokost'tan sonra Yahudiler, kalıcı bir yaşam alanı kurma çabalarını daha da yoğunlaştırdılar.
1948'de İsrail'in kurulmasıyla Filistin topraklarında bir Yahudi devleti ortaya çıktı ve Araplar ile Yahudiler arasındaki çatışma keskinleşti. 700.000 Filistinli kendi topraklarından sürülerek büyük bir trajedi yaşandı ve şu anda bu kişiler Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde yaşıyor ve İsrail'in işgali altında bulunuyor. Özellikle Gazze, bir tohum zerresi büyüklüğünde bir alana sıkıştırılmış 2 milyon insanla yaşıyor ve "çatıları olmayan bir hapishane" olarak biliniyor.
2000 yılında İsrail'in sağcı siyasetçisi Şaron'un İslam kutsal alanına ayak basmasıyla çıkan çatışmalar, Oslo Anlaşmaları'yla kurulmuş olan barış umudunu yıktı. Filistin'de ise ılımlı lider Arafat'ın ölümünden sonra Hamas, 2006 yılındaki seçimleri kazanarak radikallerin etkilerini artırdı. Hamas daha sonra Gazze Şeridi'ni ele geçirdi ve Batı Şeria'da İsrail ile barış görüşmelerini sürdüren Fatah partisi yönetimi altında bulunuyor.
Sorunun çözümü için uluslararası toplumun iş birliği çok önemlidir. Ancak ABD, ülke içindeki Yahudi lobi gruplarının büyük etkisi altında ve İsrail'e büyük miktarda askeri yardım sağladığı için Filistin sorunundan ziyade İran nükleer anlaşmasını önceliklendirmektedir. Ancak son zamanlarda Arap Birliği ve Bahreyn gibi Arap ülkeleri İsrail ile diplomatik ilişkileri kurma veya kurma yolunda ilerleyerek değişim sinyalleri veriyor.
Ancak yine de sayısız Filistinli mülteci, asgari bir yaşam standardına bile sahip olamıyor. Çözüm için İsrail ile Filistin'in her iki tarafın da taviz vermesi şarttır. Şu anda ateşkes görüşmeleri tıkanmış olsa da nihayetinde adil bir iki devletli çözüm bulunması gerekmektedir. Uluslararası toplumun sürekli ilgi göstermesi ve arabuluculuk yapması gerektiğinin bir kanıtıdır.